Paris Yaşamları

Hem Samuel Beckett hem de Simone de Beauvoir üzerine yazılmış en iyi biyografiler listesinde kendine sarsılmaz bir yer edinmiş olan Deirdre Bair, hayatının bu son eserinde, her biri ömrünün yaklaşık onar yılını alan çalışmalarının perde arkasını bizlerle paylaşıyor. 1970’li yılların büyük bölümünü Beckett ile, 1980’lerin ise tamamını Beauvoir ile geçirerek, 20. yüzyılın düşünsel ve yazınsal atmosferinin oluşmasında büyük katkısı olan bu iki isim hakkında sırasıyla 1978 ve 1990 yıllarında 750’şer sayfalık iki biyografi yayınlamış olan Bair’in tüm içtenliğiyle ve tam bir meslekî düsturla hiçbir önemli ayrıntıyı atlamadan tüm süreci anlattığı PARİS YAŞAMLARI sadece gazetecilik bağlamında değil, aynı zamanda Beckett ile Beauvoir’ın bilinmeyen yönlerini, hayatlarındaki insanlarla ilişkilerini açığa çıkarması bakımından da son derece önemli, dahası yer yer öne çıkan edebî kıvraklığıyla da çok keyifli bir okuma sunan bir yapıt.

Deirdre Bair’in ABD ile Fransa (Paris) arasında mekik dokuduğu ve hem 1970’leri hem de 1980’leri kapsayan, toplamda neredeyse yirmi yıla yayılan araştırma, röportaj ve yazma sürecine tanık olduğumuz PARİS YAŞAMLARI, Samuel Beckett ile Simone de Beauvoir hakkında, onlarla yaşamadan ulaşılamayacak bilgilerin yanı sıra, artık geride kalmış puslu bir dönemin nostalji rüzgarını da beraberinde getiriyor. Geçmişte Beauvoir’ın tüm eserlerini yayınlamış bir yayınevi olarak, sadece Beckett ile Beauvoir hakkında değil, aynı zamanda gazeteciliğin ve yazma sürecinin zorlukları, temelsiz akademik kibir, erkek egemen dünyanın kadın yazarlara bakışı, 1970’lerin özgürlük çığlığı, 1980’lere hakim olan değişim atmosferi, edebiyat sahnesi, aile kurumu, ilişkiler, kısacası hayatın kendisi hakkında da söyleyecek çok sözü olan bu yapıtı okurlarımızla buluşturmaktan gurur duyuyoruz.